Prof. Dr. Selva Demiralp
Koç Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi
2026, makroekonomik göstergeler açısından 2025’ten daha olumlu bir tabloya işaret ediyor. Büyümenin en az 2025 kadar, % 4’ler civarında seyrettiği, enflasyonun ise 2025 yılındaki düşüş trendini yavaşlayarak da olsa takip ederek seneyi % 23’ler civarında bitirebileceği bir yıla bakıyoruz.
Peki, bu elverişli şartlar hissedilebilecek mi?
İşte o konuda aynı iyimserliği devam ettirebilmek zor. Özellikle geçtiğimiz hafta asgari ücrete yapılan % 27’lik zam, daha sene başından itibaren düşük gelir gruplarının açlık sınırının altında bir ücretle yeni yıla başlayacaklarına ve alım gücünde her ay yaklaşık % 2’lik bir değer kaybı ile yola devam edeceklerine işaret ediyor.
2,5 yılın sonunda enflasyonun hala yüksek seviyelerde seyretmesi, bir yandan büyümeyi sınırlarken, diğer yandan gelir dağılımındaki bozulmayı devam ettirerek büyümenin hissedilir olmasını 2026’da da zorlu kılacak görünüyor.
İktisadi tahminler
Geçen sene bu zamanlarda yaptığım değerlendirme yazısında 2025 yılı için ekonomik tahminlerimi paylaşmış ve şunları söylemiştim:
“2025 için yaptığımız enflasyon tahminleri yılın ikinci çeyreğinden önce faiz indirimine izin verecek bir tablo sunmuyor. Bilakis, sene içinde TCMB’nin (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın) 2025 sonu tahmininin yukarı yönlü güncellenme olasılığı yüksek.”
Gerçekten de söylediğimiz gibi oldu. Aralık 2024’te Merkez Bankası faiz indirimlerine başlarken, önceki ay kamuoyu ile paylaşılan Enflasyon Raporu’na göre 2025 yıl sonu enflasyonu % 21’e düşüyordu.
Kaynak: BBC Türkçe
