Kıymetli okurlar; yeni yılın ilk köşe yazımda çok daha umut dolu ve iyimser cümleler kurmak isterdim. Ama TÜİK’in bile enflasyon oranını yüzde 64.77 gösterdiği ve yeni yılın ilk ışıklarıyla yağmaya başlayan zam yağmuru karşısında iyimserliği, bu köşede birkaç satır karalayabilme fırsatına ihanet olarak görürüm!
Değerli okurlar, iç politikada enflasyon oranının altında kalan maaş zamları ve ekonomik sıkıntılar ile birlikte Yargıtay 3.Ceza Dairesinin, Anayasa mahkemesinin, seçilmiş milletvekili Can Atalay hakkındaki ikinci kez verdiği ihlal kararına uymaması ile tekrar irkildik.
Peki Yargıtay 3.Ceza Dairesi, Anayasa mahkemesinin kararına uymayabilir mi? Anayasamızın 153.maddesinde: “Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” şeklinde açık bir hüküm varken bu tartışma anlamsız değil mi.
Anayasamızın açık hükmü ile Yargıtay’ın böyle bir yetkisi olmadığı açıktır. Can Atalay’ın siyasi fikirlerini ya da çizgisini beğenmek ya da paylaşmak zorunda değiliz ama herkesin hukuk güvenliğini önemsemek durumundayız, nitekim ‘bir gün hukuk herkese lazım olur.’
Anayasa mahkemesinin kararlarına uyulmadığı bir ortamda kimsenin hukuk güvenliğini garanti etmek mümkün değildir. Peki Anayasa mahkemesi bu noktaya nasıl geldi derseniz, benim düşüncem, Anayasa mahkemesinin AİHM kararları karşında “biz kendi hukukumuzu daha iyi yorumlarız” diyerek AİHM kararlarına uymamasıyla geldi. Gördüğümüz üzere hukuk güvenliğinin garantörlüğünü yerine getirmeyen Anayasa mahkemesi şuan kendi itibarını koruyamaz hale gelmiştir.
İçerde daha hararetli tartışılan ve hamaseti çok daha kolay bir diğer konu ise ‘hilafet tartışması’ oldu. Filistin’de yaşananları protesto etmek için yapılan gösterilerde hilafet bayrağının açılması ile gündeme gelen hilafet tartışmaları birilerinin hoşuna gidiyor olmalı ki TV programlarında hararetli hararetli tartışılıyor. Peki hilafet tartışması bir yere varır mı? Benim kanaatim hiç bir yere varmayacağı yönündedir nitekim ne hilafet için zemin vardır ne de bu tartışmayı açanlar bunun gerçekliğine inanıyorlar. Umutla kalın.!
