Tarih ve doğanın müthiş uyumuyla adından söz ettiren Devegeçidi Köprüsü’nde dereye zehir akıyor. Siyaha bürünen derede toplu balık ölümleri yaşanıyor.
Geçtiğimiz Temmuz ayında Güneydoğu Ekspres’in “Diyarbakır’da zarafetin sembolü tehlike altında” başlığıyla duyurduğu Devegeçidi Köprüsü’ndeki tehlike riskli boyutlara ulaştı. Uzmanların koruma altına alınması çağrısı yaptığı köprü ve çevresinde o günden bu yana hiçbir müdahale ve koruma sağlanmadı. Suyun siyah aktığı Devegeçidi can çekişirken, yaşanan balık ölümleri tehlikenin geldiği boyutları gözler önüne seriyor. Tarihi köprünün yanı sıra zarafetin sembolü olarak bilinen nilüfer bitkisinin kentte yetiştiği tek yer olan Devegeçidi, bir yandan atık sular, diğer yandan çöp yığınıyla nefessiz kaldı. Yaşanan kirlilik nedeniyle canlı türlerinin yaşamı da tehlike altında.
Sudan Numune Alındı
Suyun siyaha büründüğü ve debisinin düştüğü Devegeçidi’nde, sudaki ve etraftaki çöp yığını dikkat çekiyor. Suyun kokmaya başladığı köprüde, toplu balık ölümleri dikkat çekti. Yaşanan kirlilik nedeniyle oksijensiz kalan balıklar su yüzeyine çıktı. Çevredeki vatandaşlar yaşanan durumu Tarım ve Orman İl Müdürlüğüne bildirmesi üzerine Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürlüğü ekipleri, sudan numune aldı. Numuneler analiz edilmek üzere Elazığ Su Ürünleri Araştırma Enstitüsüne gönderildi.
“Zehirli Su Devegeçidi’ne Akıyor”
Çevrede balık tutan Faysal Çiçek adlı vatandaş, 3 aydır suyun bu şekilde kirli aktığını belirterek, “Gördüğünüz gibi buradaki suyun kirletilip, zehirletilmesi sudaki balıkların ölmesine sebep olmuş. Yukardaki fabrikaların atık sularından ötürü böyle burası. Cihazların arıtma sistemi yok ve zehirli su direk Devegeçidi’ndeki suya akıyor. Ve sudaki canlıların ölümüne sebep oluyor. Kendim daha önce ilgili kurumları aradım. Yaklaşık 3 aydır bu su bu halde.
Zaten gördüğünüz üzere balıkları çoktan ölmüş. Balık yakalamaya geldim. Şuan balıkların hepsi suyun üzerine çıkmış çünkü su çok kirli ve oksijensiz. Normalde bu balıklar suyun yüzeyine çıkmaz. Defalarca dile getirdim ama dediğim gibi ilgilenen olmadı. Bu hayvanların hepsi telef oldu. Bunlar görünen kısmı, bir de göremediğimiz kısmı var” dedi.
“Kirlilik Dicle Nehri’ne Ulaşır”
Biyoçeşitlilik ve Çevre Koruma Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Devegeçidi’nin canlı türleri için çok önemli bir merkez olduğunu belirterek, “Orası Organize Sanayi Bölgesi’nin dip kısmıdır. Organize Sanayi Bölgesi’nde çok güzel bir tesis yapıldığını biliyorum. Muhtemelen bu tesis devreye girmemiş o yüzden fabrika atıklarını buraya bırakıyorlar. O dere de çok değerlidir. Orada çok güzel nilüferler yetişir. Çok güzel su böcekleri, su canlıları var. Böylesi atıklarda onların yaşama şansı kalamaz. Bizim bir an evvel ilgilerden beklentimiz Organize Sanayi’deki arıtma tesisinin hizmete açılması.
Yoksa kirlilik bir tek Devegeçidi Deresi’nin olduğu yerde kalmaz. Aynı zamanda bu su, Dicle Nehri’ne de taşınıyor. Dicle Nehri de insanımızın hatta komşu ülkelerin de kullandığı ve içtiği bir su. O yüzden bizim özellikle burayı temiz tutma mecburiyetimiz var. Aksi takdirde Dicle’nin suyunu ne kullanma suyu olarak ne de içme suyu olarak kullanma imkanımız kalmaz. Bu yüzden atık su tesisi bir an evvel hizmete girmesi lazım” dedi.
OSB: Arıtma Tesisi 3 Yıldır Devrede, Saat Başı Numune Alınıyor
Diyarbakır OSB Diyarbakır Bölge Müdürü Hamdullah Önen, OSB’nin arıtma sisteminin 3 yıldır devrede olduğunu ve OSB’den yana dereye herhangi bir zararın verilmediği söyledi. Önen, tesiste bugüne kadar bir arızanın oluşmadığını ve saat başı çıkış suyundan numune alındığını belirterek, şöyle devam etti: “Çıkış suyumuz Sanayi Bakanlığı’nın belirlediği kriterleri karşılıyor. Hiçbir problem yok. Suyumuzdan numuneler alınarak analizi yapılıyor. Bakanlığın belirlediği kriterlere göre biz deşarjını yapıyoruz. Zaten bizim orada çıkışta bir tane numune alma cihazımız var. O cihaz, saatte bir Çevre Şehirciliğe veri gönderiyor.
Bizim dereye zarar vermekle ilgili bir durumumuz yok. Belediyenin Çevre ekibi, Halk Sağlığı ve DİSKİ ekipleri de geldi numune aldı. Bugün de geldiler, çıkış suyumuzdan da numune aldılar. Yani bizim arıtma ile alakalı nehre verilen bir zarar yok. Zaten 100 milyonluk arıtma yapmışız, ayda 1 milyon masraf veriyoruz biz niye işletmeyelim?”